Kendini prens sanan kurbağa....



O şimdi ebedi edebi yolculuğunda...

Bazı insanlar görünmezdir.

Geceydi ve bir adam güneş gözlükleriyle karşımda duruyordu. Dediler ki hep güneş gözlüğü takar. Gündüz gece fark etmez, takar... Güneş gözlüklü adam... Yazardı, kitapları vardı, sinemacıydı, kısa filmleri vardı, ateistti, düşünceleri vardı, demokrattı, haklara saygısı vardı, laikti, inançlara saygısı vardı, özgürlükleri savunurdu, bağnazlıklara dayanamazdı... Yazarlıktan parasını kazanırdı... Çok fazla kazanmazdı. Ama kazandığıyla da tek zevki olan dostlarıyla içmekten geri durmazdı... İçti mi tam içerdi, çocuk ruhluydu, karıncaya bile zarar vermezdi, bilgiliydi, güneş gözlükleri vardı gece ve gündüz taktığı, samimi ve içten biriydi... Küfürbazdı ama onun küfürleri güldürürdü, yürümeyi severdi, su içerdi sabahları uyandığında, çay içmezdi, belki kahve, ama birayı, votkayı çok severdi... Sadece yazarak para kazanırdı, çok fazla kazanmazdı, ama kazandığını da dostlarıyla içmeye harcardı...

Nerede yaşardı, ne yerdi, ne içerdi, ne giyerdi, nasıl yaşardı hiç bilemedim. Güneş gözlüklü adamın hayalleri vardı, büyük hayalleri vardı ama onları dinledim. Dünya için güzel hayalleri vardı, anlatmak istediği güzel masalları, büyüklere masalları, küçüklere masalları...

Roman El-Fatiha'yı birlikte yazmıştık, birlikte yazdığımız ilk uzun metraj filmdi. Sabri Abi, şimdi anlıyorum ki o karakter Kemal, sendin.

SMS Sevgilim'i yazmıştık sonrasında. O sadık ama sakar sevgili de sendin. Ardından Hayat Gayet Net geldi. Hayatın bu kadar net olduğunu bu senaryoyu yazarken senden öğrendim. Sonra uçtuk birlikte, Türk Robinsonları kaleme aldık. Düşbaz'da tasavvuftan zevk almaya başlamıştın. Tılsım hikayemi senaryoya aktarırken verdiğin senaryo derslerinden Sinemaın Simyası doğdu.

Kitabıma yazdığın şerhten ötürü teşekkür edebilmiş miydim sana?

Hayatıma kattığın her şey için teşekkür ederim Sabri Kaliç

Düştüğüm zaman hep sen aklıma gelir, toparlanırdım. Çünkü sen diplerden çıkmak isteyenler için diplerin kapı bekçiliğini yapıyordun. Orada Sabırla bekliyordun. Ama görünmezdin çünkü bazı adamlar görünmezdir.

Umudunu ve hayallerini hiç kaybetmedin.

Sen gittin, ve şimdi diyorum ki Sabri Abi, başardık! Başardık! Hani o hep üzerinde konuştuğumuz proje var ya, gerçek oldu. Benimlesin...

Ebedi yolculuğunda yolun açık, göğün ışıklı olsun ustam. Nur içinde yat.

Kendine iyi bak güneş gözlüklü kendini kurbağa sanan Prens.

Çömezin Kaan Demirdöven

Sinema tarihinden senin için replik buldum abi: "And nature is smarter than people think. Little by little we lose our friends, we lose everything. We keep losin' and losin' till we say you know, 'Oh what the hell am I livin' around here for?" Mickey to Rocky

***

VASİYETİ
Sabri Kaliç, Şeytanın Türkçe Sözlüğü'nde vasiyetini bile yazmıştı: "VASİYET: Belki çok erken, belki çok saçma ama vasiyetim gayet açıktır, öldükten sonra gerçek bir doktor raporu beklemeden ve ölümümün üzerinden en az 24 saat geçmeden beni asla gömmeyin! Cenazemde Kur'an okuyan bir insan duymayı veya tabutumda yeşil ve Arapça yazılarla dolu bir paçavra görmeyi asla istemiyorum. Uyaran gelirse, cenazemde Goran Bregoviç'in "Ederlezi" parçasını çalın, birazcık ağlayın ve sonra da en yakın bara gidin, sabaha kadar içki içip dans edin :) (Mezartaşımı da ben yazayım da eksik kalmasın: SABRİ KALİÇ [1966-?] Yazar-Yönetmen)

Yorumlar

Popüler Yayınlar