Türkiye'nin Ruhu Projesi

Proje


Bir süredir de bir kitap projesi üzerine çalışıyorum, adı: Türkiye'nin Ruhu... Evet, projemin adı: "Türkiye'nin Ruhu"; rahmetli Oğuz Atay'ın yazmak istediği kitap… Ama ömrü vefa etmedi. Ona ithaf edilerek, apolitik bir görünüm altında, aslında tüm politikaların tözü olabilecek, okurlara özgün bir Türkiye görüngüsü sunulacak, kendi içinde bir alt hikayesi de olan (anlatıcının arayışı) hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği örnek bir mitologya çalışması... Yine onun dilinde, onun düş dünyasında... Değerli usta yazarımız Oğuz Atay'ın roman diline kazandırmış olduğu üslup ve yarattığı roman karakterlerinin yeniden canlandırıldığı (bu konuda belirli bir uzmanlığım var, "Mecnun Delirmedi" adlı eserimi bu bağlamda inceleybilirsiniz.) bir çalışma olacak.

Romanın kurgusuna gelince: Kahramanımız (anlatıcımız), modern bir meddah *, il il Türkiye'yi dolaşacak ve Türkiye'ni Ruhu'nu arayacak... Onu bu arayışa iten iç içe hikayeler ve karşılaştığı tuhaf olay ve insanlarla konuşacak, bir hafiye gibi, Türkiye Ruhu’nun peşinde düşecek, tanıştığı gerçek insanlarla ahbaplık kuracak, arayışı konusunda derinlikli ilişkiler kuracak, sorular soracak, dinlediklerini, roman kurgusu içine dahil edecek...

* Meddah: Halkı halka ayna eden demek.

Röportajlar, anektotlar, bir meddah gibi, anlattığı hikayeler, iç dünyası, hesaplaşmaları, kendini arayışı, yanılgıları, korkuları ve kaygıları ile yüzleşirken, Türkiye'deki çeşitli insan profillerinden hareketle sonuçta, okuru da Türkiye’nin Ruhu hakkında bir sonuca değil ama bir sonurguya taşıyacak…  Eş zamanlı sosyal medya paylaşımları (post, twit, video vs...) ile interaktif bir platforma taşınacak bu proje, sonuçta metinlerarası bir düzlemde, ortaya bir Türkiye profili çıkaracak. Romansı bir havada yazılacağı için, hayal ile gerçeğin iç içe girdiği, sürükleyici ve zengin ve farklı bir içeriği olacak.

Üzerinde çalıştığım model, bir çeşit Çin icadı eski barut bombası etkisinde bir şey; "röportaj-hikaye" adını verdiğim karakterle okuru distopik bir zaman diliminde buluşturmak... yani tek bir soruya karşılık bir karakterin verdiği bilinç akışı yanıt ile tüm hikayeyi örgütlerken, soruyu soranı romandan çıkarıp okurun hafızasına bağlayabileceğim bir replik-binası kurgulamak... 

Anlatıcı, Türkiye'nin Ruhu'nu ararken, ayrıca başından bir sürü beklenmedik spontane serüvenler de geçecek, onlar da romanın içinde yer alacak; okuduğu kitaplar, izlediği filmler, dinlediği şarkılar, gerçek zamanlı, bir devri seyyah, vitalist bir kitap...
Toplam yolculuk ve kitabın yazımı 290 gün sürecek... 9 ay 15 gün, anne rahminde bir bebeğin kalış süreci...
Kitap, belki de 13 aralık 2016’da çıkacak: Oğuz Atay'ın öldüğü gün...

Daha sonra, bu projenin devamı, "Dünyanın Ruhu", bu kez, bu ikinci kitapta, kahramanımızı, aynı interaktif platformla birlikte, dünyayı ekvatoral çizgide dolaşıp, bu kez, farklı ülkelerin şehirlerinde, "Dünyanın Ruhu"nun peşinde düşecek. Bu kitap 80 günde yazılacak. (80 Günde Devri Alem). Bu kez de Jules Verne'nin düş dünyası çerçevesinde, Dünya Edebiyatının, sanatının kompoze edilmiş bir serimi gerçekleşecek.

Serinin üçüncüsü de Zamanın Ruhu, olacak. Kahramanımız bu kez Zamanın Ruhu'nun peşinde düşecek, ama bu kez dışsal bir seyahat ile değil, anlatıcı, içsel dünyasında bir yolculuğa çıkacak... Şehbderzade Filibeli Ahmed Hilmi Efendi'nin Amakı Hayal'i minvalinde, dünya mistik tarihinin bir özeti sunulacak.

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar