Ben Güzel bir Kadın değilim diyen kadının güzel olduğunu kanıtlayan 10 ipucu

Sanal Alemde Adab-ı Muaşeret

Sosyal Medyada Flört Etmenin El Kitabı


Yazan Kain Demirdöven

Bölüm 1: Güzel - Çirkin Buluşması ya da cahilin ham cesareti


Hepimiz bu alemde Güzel Çirkini oynuyoruz, korkmakta sakınca yok, titreme yeter! 

Önemli bir hatırlatma

Üzgünüm beyler! Bu yazıyı kadınların ruh ikizleri olduklarına inanan bazı cesur erkeklere yazıyorum. Herkes kendi üzerine alınmasın. Ama ruh öküzlerine pardon ikizlerine muhattap kalan kadınlar da okuyabilir elbette... 

***

Konu: "Ben Güzel bir Kadın değilim," diyen bir kadının güzel olduğunun 10 metafizik kanıtı


"Facebook'ta gördüğün her profilin eti yenmez!"

Böyle diyordu İstanbul Beyefendisi... Çevremde Facebookta bir kadının profil fotoğrafını görünce "wow ne güzel bir kadın" diyen bir çok arkadaşım var. Görür görmez içtepilerine yenilip mesaj kutusunu açıyorlar ve "çok güzelsin" yazıyorlar. Oysa bu mesajı göndermeden önce şunu sormalı erkek kendisine: "Az sonra kendisine çok samimi olmayan bir yolla çok güzelsin diyerek rahatsız edeceğim bu kadın kim?"
Ya da daha düşünceli erkekler, "ben kimim?" diye sorar. Ama konumuz düşünceli olanlar değil.
devam edelim...
"Hayır gerçekten samimiyim, çok güzel."
"Her içinden geçeni söylemen mi gerekiyor?"
"Şey bilemedim."

Çok dayanılmaz bir baskı hissediyorsan içinde söylemek için, bence o zaman doktora gitmelisin, bir ruh doktoruna kuşkusuz... diyelim ki sadece güzel bir resimden etkilenecek kadar eğitim, etik ve estetik seviyen düşük, olabilir, bu bir kusur değil, iyi birisin de, fakat Fcebook sayfasını incelemelisin bence, o kadın ile kontağa geçmeden önce. Öyle değil mi?

Face: Yüz
Book: Kitap

Hemen her insanın Facebook sayfası, kimlik ve kişiliğine dair kesin veriler sunmasa da sosyolojik ve psikolojik açıdan elle tutulur somut ve kesine yakın karakter analizi için bazı ipuçları sunabilir.
Sapıkları tanımaksa çok kolay!
Saçmasapan paylaşımlar.
Fake isim ve görsel...
Dünyadan habersiz kafalar...

Zaten aptallar, inceledikleri sayfalarda içgüdüsel hareket ederler, bacak, sırt, dekolte gördüklerinde beğenirler ve muhakkak zeka seviyelerini belli edecek bir yorumda bulunurlar ve bir çoğunun da Türkçesi çok kötüdür, suçu Android klavyeye atmanın lüzumu yoktur, belli işte, dilin kadarsın!

Zeki olanlarsa ipuçlarına göre hareket ederler.

"Ama sayfası sınırlı, detay göremiyorum, mesaj atmayı engellemiş, arkadaşlık gönderemiyorum, ortak arkadaşımız hiç yok," diyorsan, evet aptalsın ve yapman gereken o profil fotoğrafına bakıp, "Tanrı sahibine bağışlasın" demekten başka bir şey değil aptal herif.

"Yok ben aşık oldum, illa bulucam bu kadını" diyorsan da, sana "siktir git belanı bul," dediğimde bana kızmamalısın!

"vallahi ya birader, aşık oldum."
"oğlum, aşk değil bu, eros... en düşük aşk seviyesi, sevişmek istiyorsun sen sevişince kalmayacak bu hislerin, hal böyle iken, git elini becer neden tanımadığın bir yüreğe girip onu seviyesizliğin ile kirletmek istiyorsun?"
"haklısın."
"haklıyım tabi. hadi bakiim uza şimdi.."

vınnnn!

Velhasıl, şimdi olasılıklara göz atalım. Diyelim ki, facebook sayfası herkese açık ve bir ton güzel fotoğrafları olan bir kadın bu. Eğlenceli, faal, duyarlı, ölçülü, anılara önem veren, çevresi geniş, mesleğinde başarılı, sosyal bir kişilik... paylaşımlarından bunu anlamak mümkün.

***

2006'dan beri yaptığım kişisel gözlemlerim beni yanıltmıyorsa:
  1. kendi fotoğrafı yerine avatar vari fotoğraflar kullananlar: bunlar seks düşkünü kadınlardır
  2. çiçek böcek hayvan resimleri kullananlar: bunlar hayal kırıklıkları ve keşkeleri olan kadınlardır
  3. mumlu yaldızlı bayraklı olanlar: bunlar varlıklarını sanata adamış olanlardır
  4. sevdiklerinin fotoğraflarını profile koyanlar: bunlar sosyal medyayı sosyal yaşamın bir gereği gibi farkındalığı yüksek insanlardır
  5. selficiler: kendilerini seven tiplerdir, bunların özgüvenleri yüksektir ve genelde iletişim kurmazlar. 
  6. süslüler: başkalarını memnun etmek isteyen tiplerdir, bunlar başkalarına hizmet etmekten zevk alan hassas kişiliklerdir.
  7. seksapelciler: arınmış aydınlanmış aşk olmul tiplerdir, öyle sanıldığının aksine, işte bacağını, sırtını açmış, ben bunu götürürüm, diye düşünürsünüz ama avcunuzu yalarsınız... 


Sonra da hakkında bölümüne girip, evli mi, erkek arkadaşı var mı? birine platonik olarak aşık mı? önce bunu analiz etmeli. neler paylaşıyor? siyasi görüşü ne? dini ne? nelerden hoşlanıyor? işi ne? paylaşımlarının altında verdiği yorumlar, yaklaşım biçimi, selfie altına gelen yorumlar, post paylaşım ritmi, bütün bunlar birer ipucudur...

"arkadaş, amma yaptın ha, bana ne paylaşımlarından, insan olsun yeter," diyorsun, peki haklısın, haklısın da, puştluğun yeri değil, o halde tanışır tanışmaz neden salata oluyorsun o kişinin dinine, inancına, görüşüne... tutarlı olsana! lafa gelince, insan olsun, icraate gelince ben ne dersem o olsun!
yok öyle yağma! gerçekçi olalım, içtepilerimiz ve aklımız nasıl davranıyorsa, ona göre hareket edelim, keyfiyetimize göre değil!

neymiş, önce hakkındakileri analiz edeceğiz. her profilin etin yenmeyeceğini göreceksin.

bir iş edeceksen bari etik kurallara uygun olsun. "napiiim kardeşim evliyse evli, sevgilisi varsa da var bana ne" demeyeceksin, baktın ki, evli, sevgilisi var, ya da birine platonik aşık, oradan uzaklaşacaksın. saygılı olacaksın, kendi hem cinsine saygısı olmayandan adam olmaz.
saygılı, paylaşımcı ve sosyallik adına arkadaşlık için iletişim kurmaya çalışanlara lafım yok.

flört etmek istediğin kadının cinsel tercihini anlamaya çalışacaksın arkasından. bodoslomadan öküzce muhabbete girmeyeceksin. cinsel tercihlere saygılı olacaksın.

tamam, diyelim, her şeye özen gösterdin. ölçtün, tarttın, biçtin ve doğru zamanda mesaj gönderdin:

"merhaba güzellik," dedin.

işte en büyük tehlike burada başlıyor! çünkü en zehirli sözcüğü kullanıyorsun. bakalım sen bu yetkin kelimeyi kullanacak yetkinlikte misin?

sanmam, en iyisi susmalı!

peki, madem susmamakta kararlısın o halde yapman gerekenler şunlar: aynanın karşısına geçmek ve kendine bakmak. kadının tipine yani dış suretine hitab ettiğine göre, kendine güvenin olmalı! çirkin bir kadına güzelsin demenin mazareti olamaz. maksadın belli. ama güzel bir kadına güzelsin diyorsan, cesaretten öte özgüven ya da eminlik gerekli. çirkin bir kadına güzelsin diyorsan, zaten kendinin farkında olan biri değilsin. çirkini güzel görmekse ayrı bir meziyet. ama aynada gördüğün sen, sen güzelsin dediğin o kadını karşılayacak denli yakışıklı mı? bir sor bakalım.

"ama kadınlar tipe bakmaz. paraya ya da ruhuna bakar," dediğini duyar gibiyim. "ulan hıyar, az önceki önerme aklının içinden geçiyorsa, zaten çulsuzsun ve ruhun çürümüş, sana mı bakacak?"

üzgünüm beyler!

kadınlara ne sokakta ne de sosyal medyada yaklaşmasını beceremiyorsunuz.

Öyle Lucca'larda Reina'larda jiplerle üstü açık arabalarla Kığili gömleklere pahalı parfümlerle Longines marka saatlerle kadınları sadece içkili gecelerde ve sonrasındaki uzun ve sessiz süslü brunch sofralarında mutlu etmek sizi İstanbul Beyefendisi yapmaz.

bir erkeği, beyefendi yapan, içinde olduğu dünyada ne yapması gerektiğini bilen iradeye sahip olması ve (hedefindeki) kadınına davranmadan önce onun kim olduğuna karar verebilme derinliğini kullanabilmesidir.

"çok güzelsiniz."
"hayır değilim."
"gördüğümü söylüyorum."
"gördükleriniz sadece güzel görünenler, seçip koydum, güzel bir kadın değilim aslında."

işte sınav burada başlar. kadının fendi erkeği yener. böyle başlar ve biter "aktif" yeşil noktalı küçük pencerede konuşma... sonra adam, kadının sayfasına girer yeniden... fotoğraflarını karıştırmaya başlar. kadını çürütmek midir amacı, yoksa kendisini hazırlamak mıdır asıl gerçeğe, kim bilir...

tanımaktır... hem onu, hem de onun karşısına aldığı kendisini...

bir insanı tanımak ne demek? sureten görmek mi? dokunmak mı?
bazılarınızı duyar gibiyim, "beni tanıman için beni yaşaman gerek."

buna cidden gerek var mı?  geçtiğin acılar, yollar, verdiğin kararlar, tercihler, yaşanımlar... ben de senin gibiyim. bizi ayıran sadece anılar ve ben birini tanımak için onun anılarını mı bilmeye gereksinim duyarım. bilakis tersine, birini tanımak onu anılarından bağımsız olarak, bir varlık olarak varoluşunu görmekle ilgilidir.

Gelelim meselenin felsefisine, birini tanımak için onun fikirlerini anlamanız kafi çünkü fikir, anılar değildir, geçmiş değildir.

Öyleyse bir kadını anlamak için, Einstein bile itiraf etmişken, bir Facaebook sayfasına bakmak yeterli midir? ya da buluşup konuşmak, sohbet etmek, kahve içmek...
eşit derecede hayır!

bir gün bir dostum bana şu soruyu sormuştu: "bir şeyin aslı ile sahtesini nasıl ayırt ederiz?"
ona şu yanıtı vermiştim: "sen asıl ol kafi."

aslına bakarsanız, kimseyi tanıyamayız ama biz kendimiz isek, herkesi tanıyabiliriz ve kendini tanıyan insanın ötekini tanımak için zamana ihtiyacı yoktur.

Farkındayım konu dallanıp budaklandı. Konumuza dönecek olursak, "ben güzel değilim aslında" diyen kadının güzel olduğunun kanıtlarını fotoğraf albümlerinde bulabilirsiniz ama yüzünde değil.

ortak arkadaşlarınızda, arkadaş sayısında ya da paylaştığı fotoların çokluğunda veya özenli selfilerde parıldaya yüzünde değil.

1- birlikte poz verdiği insanların yüzlerinde
2- sevdiği şeylerin fotoğraflarında
3- sosyal içerikleri olan paylaşımlarında
4- arkadaşlarının kendisi ile herkese açık konuşmalarında
5- haksızlığa karşı duruşunu belli ediş şeklinde
6- sevdiklerine yazdığı sözlerinde
7- bir anısı ile ilgili vefasında
8- sevdiği müziklerinde, şiirlerinde, alıntılarında, filmlerinde ve kitaplarında
9- bir şeyi eleştirme biçiminde
10- ve son olarak, fotoğraf albümlerine verdiği isimlerde...

kısaca, bir kadını güzel yapan, kuşkusuz bedensel suretidir de ama salt budur diyemeyiz, güzelliği tamamlayıcı olan onun ruh durumlarını ifade ettiği düşünceleri, duyguları ve sözcükleridir, tercih ve yaşama bakışıdır... Facebook'ta bir kadına sadece sureten sen güzelsin demek biraz kabalık...

Üzgünüm beyler!
Birine sen güzelsin demeden önce, onun kim olduğunu görmeniz gerekir.

(devam edecek...)
iyi seyirler

şehir hafiyesi günlüğü









Yorumlar

Popüler Yayınlar