Marco Polo bilemedi!

Sözlü geleneğin aktardığına göre Hasan Sabbah, Alamut Kalesi'nde zevk ü sefa ve cennet vaadiyle partiler düzenleyip öğrencilerinin kafasını uyuşturmak yerine, bilinenin aksine kutsal metinlerin zahiri anlamlarıyla zaten uyuşmuş ve cennet aşkıyla yanıp tutuşan genç kafaların aydınlanmasına yol göster...



Haşhaşiler, Hassan Sabbah ve Alamut gerçeği
1273 yılında İran'dan geçmiş olan Marco Polo, seyahatnamesinde şöyle der:
"Kendi dillerinde Şeyh'e, Alaadin deniyordu. Şeyh iki dağ arasındaki vadiyi kapatmış ve burayı sütten, baldan ve şaraptan akan sular, güzel huriler ve çeşitli meyve bahçeleriyle donatmıştı. Dağın Şeyhi, müritlerinin gerçekten cennette olduklarını zannetmeleri için burayı Hz. Muhammed'in cennet tasvirine benzetmişti. Bizim yaşlı adam dediğimiz bu efendi fedailerine iksirinden içirerek onları dörderli, altışarlı gruplar halinde bahçeye taşıtıyordu. Gerçekten cennete gittiklerini zanneden müritlerini bir göreve göndereceği zaman Şeyh "Gidip şunu şunu öldüresin. Meleklerim seni cennete götürecektir" diyordu. Şeyh'in cennetine geri dönebilme arzusuyla fedailerin göze almayacağı hiçbir tehlike yoktu."
Ve Hasan Sabah batının literatürüne böylece geçer.
Sonrasında Ortaçağ’ın ve Orta Doğu’nun en korkulan suikastçi tarikatı Haşhaşin ya da Haşhaşiler...
devamı için gazetesiz.com

iyi seyirler



Yorumlar

Popüler Yayınlar