Anneler Günü adına paralel evrenden bir mektup
Sevgili annem, çok saygı duyduğum biricik Miryam’ım,
Uzun zamandır hep hayalimde yaşattığım bir kitabı yazmakla geçirdiğim gün ve gecelerin yorgunluğu ve yazmanın bana verdiği tatlı telaşın heyecanından zaman ayırıp size mektup yazamadığım için çocuksu bir mahcubiyet içindeyim. Umarım beni bağışlarsınız.
Sağlığınızı sormadan edemeyeceğim, bilirim canınız yansa da gülücüklerinizi o güzel yüzünüzden eksik etmezsiniz. Kardeşim Cornellia ile ara sıra bir araya gelip hoş sohbetlerinizi anıyoruz, kendisi bana söylemek istemese de bir gün bilerek ya da bilmeyerek ağzından kaçırdığı için öğrendim ki üşütmüşsünüz ve birkaç gün yatağınızdan çıkamamışsınız.
Ah, canımın yarısı, ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Umarım şimdi daha iyisiniz. Bize küçükken Protestanlığın en temel kurallarından birini öğretmiştiniz, kulağıma hala küpedir. Yeni bilgilere açık olunuz, demiştiniz, ben de okul yıllarında din felsefesi üzerine yaptığım araştırmalarda yeni pek çok bilgi ile karşılaştım (her birinde hep sizi andım) mesela Doğu tininde, tanrının şifa verici bir sıfata sahip olduğuna inanılır.
Sevgili ay tanrıçam, sizin sağlığınız söz konusu olduğunda tereddüt etmeden din değiştirebilecek, hala aklı bir karış havada bir oğlunuz var ve eğer Baba yetersiz kalacak ise, size Doğuların ve Batıların tanrısından acil şifalar dilerim.
Şu sıralar özel hocalık yapıyorum ve geçen sene bitirdiğim Genç Werther’in Acıları, çok yankı buldu. Yeni baskısı için yayınevi ile çalışıyoruz. Siz gerçi çok romantik bulup eleştirmiştiniz kitabı. Hiç unutmuyorum, ilk kopyasını size okuttuğumda, bütün bir gece hiç uyumadan bitirip sabah bahçemizde yaptığımız o ilk bahar kahvaltısında bana "bırak bu romantizm hastalığını kurtul hemen yoksa verem olacaksın", demiştiniz.
Size mutlu olmanız için bir haber vermek isterim. Evet, anlıyorum ki, romantizm bir delilik ama gelin görün ki Zamanın ruhunu yakalayabilmek için bir parça ve kısa bir zaman delilik gerekli. Ne yapalım, sizin oğlunuz da biraz deli ama kaçık değil en azından!
Sağlığımı merak ettiğinizi biliyorum, ben çok iyiyim. İşlerin yoğunluğundan çello ve piyanoya biraz ara verdimse de binicilik ve eskrime devam ediyorum, boş zamanlarımda... Bir de dans hayatımın bir parçası, sayenizde, ders aralarında zaman zaman öğrencilerime dans dersi veriyorum.
Ah anneciğim,
Sizinle dans etmeyi özledim. Ve şunu açıkça itiraf etmeliyim ki, birçok bayan arkadaşım oldu ama hala sizin gibi dans edenine tanık olmadım. Bu gidişle de tanık olacağımı düşünmüyorum. Bu arada evet, flörtleştiğim bir kız arkadaşım var, hatta flörtün de ötesindeyiz sanırım. Onunla İtalya seyahatimde tanıştım, adı Chrissiane Vulgus, çok doğal ve neşeli bir kız.Umarım bir sonraki seyahatimde sizinle tanıştırabilirim. Çok seveceğinize gönülden inanıyorum.
Bu arada yeni kurulan maden ocağı komisyonuna yönetici oldum. Babamın da desteklediği bu karar, Dük’ün pek hoşuna gitmedi ama halk beni destekliyor. Aristokrasiye karşı direnişimiz devam edecek. Esaretin her türlüsüne karşı direnişimiz, sönmeyen bir ateş olarak içimde, iliklerime kadar hissettiğim bir dünya tini... Çocukken anlattığınız masallarda adı geçen Geist'in yeni doğan Alman tinin büyük ülküsüne dönüşmek üzere. Çok az kaldı.
Sevgili babacığım ve sizin de sevgili eşiniz Bay Odin’den öğrendiğim asıl aristokrasinin sanata sahip çıkmak olduğu konusunu nefesim son buluncaya dek, tüm dünyaya anlatma gayreti içinde olacağım. Övünmek gibi olacaksa şimdiden olmasında bir sakınca görmüyorum, şiirlerimde bu temel imgeden asla ödün vermedim, vermeyeceğim de.
Sanat deyince aklıma gelmişken bir yakın dostum olan genç Schiller ile Horen adında bir sanat dergisi çıkarmayı ve Antik Yunan estetiğine köklü bir yöneliş akımı başlatmak istiyoruz. Bakalım, bir sonuç çıkacak mı? Genç Schiller, ne kadar tarihin en genç profesörü olsa da hala bir çocuk, ve bilirsiniz çocuklar ayran gönüllüdür.
Konuşacak ne çok şey birikmiş. Artık detaylarını ve İtalya seyahatimde şahit olduklarımı gelişime saklıyorum.
Satırlarıma son verirken, sizleri çok özlediğimi, kırda açan papatya tarlasını andıran ellerinizi içime çekerek öptüğümü belirtir, bir kez daha kutsal anneler gününüzü en içten duygularımla kutlarım.
Koca Textor’a da selam ve hürmetlerimi bu vesile ile iletmenizi temenni eder, çok yakın bir zamanda aylardır uzak kalışımızın yarattığı hasreti de bitirmek üzere yanınıza geleceğimi bilmenizi isterim.
Sizi seven ve daima ışığın emekçisi Küçük Goethe
(Goethe'nin annesi Catherina Elisabeth’e anneler günü vesilesi ile yazdığı mektup)
Paralel Evren mektuplaşmalarına devam...
Uzun zamandır hep hayalimde yaşattığım bir kitabı yazmakla geçirdiğim gün ve gecelerin yorgunluğu ve yazmanın bana verdiği tatlı telaşın heyecanından zaman ayırıp size mektup yazamadığım için çocuksu bir mahcubiyet içindeyim. Umarım beni bağışlarsınız.
Sağlığınızı sormadan edemeyeceğim, bilirim canınız yansa da gülücüklerinizi o güzel yüzünüzden eksik etmezsiniz. Kardeşim Cornellia ile ara sıra bir araya gelip hoş sohbetlerinizi anıyoruz, kendisi bana söylemek istemese de bir gün bilerek ya da bilmeyerek ağzından kaçırdığı için öğrendim ki üşütmüşsünüz ve birkaç gün yatağınızdan çıkamamışsınız.
Ah, canımın yarısı, ne kadar üzüldüğümü anlatamam.
Umarım şimdi daha iyisiniz. Bize küçükken Protestanlığın en temel kurallarından birini öğretmiştiniz, kulağıma hala küpedir. Yeni bilgilere açık olunuz, demiştiniz, ben de okul yıllarında din felsefesi üzerine yaptığım araştırmalarda yeni pek çok bilgi ile karşılaştım (her birinde hep sizi andım) mesela Doğu tininde, tanrının şifa verici bir sıfata sahip olduğuna inanılır.
Sevgili ay tanrıçam, sizin sağlığınız söz konusu olduğunda tereddüt etmeden din değiştirebilecek, hala aklı bir karış havada bir oğlunuz var ve eğer Baba yetersiz kalacak ise, size Doğuların ve Batıların tanrısından acil şifalar dilerim.
Şu sıralar özel hocalık yapıyorum ve geçen sene bitirdiğim Genç Werther’in Acıları, çok yankı buldu. Yeni baskısı için yayınevi ile çalışıyoruz. Siz gerçi çok romantik bulup eleştirmiştiniz kitabı. Hiç unutmuyorum, ilk kopyasını size okuttuğumda, bütün bir gece hiç uyumadan bitirip sabah bahçemizde yaptığımız o ilk bahar kahvaltısında bana "bırak bu romantizm hastalığını kurtul hemen yoksa verem olacaksın", demiştiniz.
Size mutlu olmanız için bir haber vermek isterim. Evet, anlıyorum ki, romantizm bir delilik ama gelin görün ki Zamanın ruhunu yakalayabilmek için bir parça ve kısa bir zaman delilik gerekli. Ne yapalım, sizin oğlunuz da biraz deli ama kaçık değil en azından!
Sağlığımı merak ettiğinizi biliyorum, ben çok iyiyim. İşlerin yoğunluğundan çello ve piyanoya biraz ara verdimse de binicilik ve eskrime devam ediyorum, boş zamanlarımda... Bir de dans hayatımın bir parçası, sayenizde, ders aralarında zaman zaman öğrencilerime dans dersi veriyorum.
Ah anneciğim,
Sizinle dans etmeyi özledim. Ve şunu açıkça itiraf etmeliyim ki, birçok bayan arkadaşım oldu ama hala sizin gibi dans edenine tanık olmadım. Bu gidişle de tanık olacağımı düşünmüyorum. Bu arada evet, flörtleştiğim bir kız arkadaşım var, hatta flörtün de ötesindeyiz sanırım. Onunla İtalya seyahatimde tanıştım, adı Chrissiane Vulgus, çok doğal ve neşeli bir kız.Umarım bir sonraki seyahatimde sizinle tanıştırabilirim. Çok seveceğinize gönülden inanıyorum.
Bu arada yeni kurulan maden ocağı komisyonuna yönetici oldum. Babamın da desteklediği bu karar, Dük’ün pek hoşuna gitmedi ama halk beni destekliyor. Aristokrasiye karşı direnişimiz devam edecek. Esaretin her türlüsüne karşı direnişimiz, sönmeyen bir ateş olarak içimde, iliklerime kadar hissettiğim bir dünya tini... Çocukken anlattığınız masallarda adı geçen Geist'in yeni doğan Alman tinin büyük ülküsüne dönüşmek üzere. Çok az kaldı.
Sevgili babacığım ve sizin de sevgili eşiniz Bay Odin’den öğrendiğim asıl aristokrasinin sanata sahip çıkmak olduğu konusunu nefesim son buluncaya dek, tüm dünyaya anlatma gayreti içinde olacağım. Övünmek gibi olacaksa şimdiden olmasında bir sakınca görmüyorum, şiirlerimde bu temel imgeden asla ödün vermedim, vermeyeceğim de.
Sanat deyince aklıma gelmişken bir yakın dostum olan genç Schiller ile Horen adında bir sanat dergisi çıkarmayı ve Antik Yunan estetiğine köklü bir yöneliş akımı başlatmak istiyoruz. Bakalım, bir sonuç çıkacak mı? Genç Schiller, ne kadar tarihin en genç profesörü olsa da hala bir çocuk, ve bilirsiniz çocuklar ayran gönüllüdür.
Konuşacak ne çok şey birikmiş. Artık detaylarını ve İtalya seyahatimde şahit olduklarımı gelişime saklıyorum.
Satırlarıma son verirken, sizleri çok özlediğimi, kırda açan papatya tarlasını andıran ellerinizi içime çekerek öptüğümü belirtir, bir kez daha kutsal anneler gününüzü en içten duygularımla kutlarım.
Koca Textor’a da selam ve hürmetlerimi bu vesile ile iletmenizi temenni eder, çok yakın bir zamanda aylardır uzak kalışımızın yarattığı hasreti de bitirmek üzere yanınıza geleceğimi bilmenizi isterim.
Sizi seven ve daima ışığın emekçisi Küçük Goethe
(Goethe'nin annesi Catherina Elisabeth’e anneler günü vesilesi ile yazdığı mektup)
Paralel Evren mektuplaşmalarına devam...
Yorumlar
Yorum Gönder