dünyanın acil bir arabulucuya ihtiyacı var

Bir oda.

İçeri iki kişi giriyor.

Biri sarıklı, cüppeli, molla tipli bir adam.

diğeri modern giyimli, şık, bir iş adamı...

ikisi de gergin.

onları şık, zarif ve özgüveni yerinde, gülümseyen bir kadın karşılıyor.

ikisini de bir masaya davet ediyor. 

kadın, masada tam ortalarına gelecek şekilde oturuyor.

kadın, tarafları izliyor, davranışlarını, tavırlarını, nefes alışverişlerini, giyim kuşamlarını, oturma biçimlerini...

hoş geldiniz diyor. burada bulunma nedenlerini dinliyor. tarafları tek tek dinliyor.

bu dünya bir ev, anne ve babadan kalma bir ev, ve bu evde birlikte yaşayamaz bir hale gelmişler. sürekli kavga gürültü, ikisi de bir diğerinin bu evden gitmesini istiyor.  

***

Yeni bir meslek türedi şimdilerde, Arabuluculuk. sosyal medyada sık rastlamaya başladım bu terime. isminden de anlaşılacağı üzere, kişiler ve kurumlar arası anlaşmazlıkları hukuğun yaptığı gibi kim haklı kim haksıza bakarak değil, yani geçmiş odaklı değil, haklı ya da haksız ayırt etmeden, birbiriyle sorunlu tarafların gelecekte nasıl bir ilişki içinde olmak istediklerine yine kendilerinin çözümler getirerek uzlaşmalarını sağlayan bir üçüncü göz. bir ara bulucu, bir hikmetli iş.

evet özellikle hikmet kelimesini kullandım. çünkü hikmet kelime ndeki hkm, hakim, hakem, hekim, haakim gibi kelimelere köken teşkil eden bir kök kelimedir. hakam, orta yolu bulmak anlamına geliyor. 

arabulucunun işi bir tür hakimlik ama bu hukuk hakimliği değil, çünkü hukuk hakimi, suçu tespit eder, futbol hakimi sonucu teyit eder, bir arabulucu hakimi ise, tarafların çözüm bulmasına yol gösterir.

***

umut verici bir meslek. bir açılım. 

dünyaya bakıyorum da, dünyanın en çok ihtiyaç duyacağı bir kavram.

anlaşamayan kutuplar var.

aslında biz asırlardır güçlü, kadim ve adil bir arabulucuya sahibiz: felsefe! philosophos. sophos: hikmet demek unutmayalım.

iyi seyirler

kd