Terfi'ül Zann

Bugün, birgün, çok eski yıllarda, ben diyeyim kadim zamanlarda ve dostluklarımın kadim bilgelik mührüyle bağlı olduğu köşe başında bir dostum bana şöyle demişti: "Çok derin, o kadar derin ki Hermes bile bu kadar derine inemedi..." O sözler hala kulaklarımda çınlar. O günleri arıyorum çünkü buldum ve biz kadim yolun bekçileri şöyle yaşarız bu yolu: Kaybedince aramayız ama bulunca arayanların en düşkünü sayarız kendimizi çünkü biz baldıran zehri cebimizde dolaşırız ve bizim için azab zevkü latifedir ve zevk ile demleniriz ateşi yudum yudum...


Ve şavkımızın eseridir nurumuz, şemsülkamerde yaşarız, hicridir günlerimiz çünkü geceleri olmayan bir sabahta birdir karanlığımız ışıkla...

Bu yüzden bana arkadaşını söyle sana kim olmadığını çizeyim.

Yani gerçek sandığının sahte, sahte sandığının da gerçek olduğunu öğrendiğinde.... Gerçeği ile sahtesi arasında bir Oran farkı olduğunu göreceksin.


Oran nedir?
Yansımadır.


...


Kahramanının karşılaşacağı herkes onun bir yansımasıdır, burası en önemli kilit! 


KD